Gökyüzüne Komşu, Doğayla İç İçe, Macera Dolu Bir Yayla Yolculuğu
Karadeniz’in az bilinen en etkileyici rotalarından birine çıkıyoruz! Bulutların üstüne adım atacağınız yaylalardan, yıldızlara uzanacak kadar yakın gökyüzüne, doğanın en saf haline tanıklık edeceğiz.
İlk durağımız muhteşem orman örtüsü ile kaplı olan BORÇKA KARAGÖL. Suyuna yansıyan yemyeşil ormanları, hafif sisle dans eden ağaçlarıyla bambaşka bir dünya burası. Ama bu yolculuk burada bitmiyor! Gölün yukarısındaki yüksek yaylalara çıktıkça manzara iyice büyüleyici bir hâl alıyor. Gün batımına doğru Karadeniz’in en güzel bulut denizi manzaralarından birine şahit olacağız. Burada gökyüzü o kadar yakın görünüyor ki yıldızlara uzanabileceğinizi hissedeceksiniz. Açık bir gecede gökyüzünü izlemek, belki de bu turda yaşayacağınız ve asla unutamayacağınız en özel anlardan biri olacak. Bilenler bilir…
Buradan sonra UNESCO’nun Türkiye’deki Biyosfer Rezerv Alanı ilan ettiği Maçahel Havzası’na geçiyoruz. Yol boyunca Gürcistan sınırı hemen yanı başımızda, hatta elinizi uzatsanız sanki komşu köydeki birine selam verecek kadar yakın! Maçahel, eşsiz doğası ve geleneksel yaşam biçimiyle sizi farklı bir dünyaya götürecek.
Ancak Karadeniz maceramız burada bitmiyor! Karçal Dağları’nın eşsiz manzaraları eşliğinde sakin şehir Şavşat’a doğru ilerliyoruz. Yol boyunca vadiyi sarıp sarmalayan ormanlar, doğanın en saf haliyle iç içe geçmiş köyler bize eşlik edecek. Cittaslow Şavşat, ahşap mimarisi, gölleri ve yemyeşil doğasıyla Karadeniz’in en özel köşelerinden biri.
Bu yolculukta bulutların üstüne çıkacağız, yıldızlarla baş başa kalacağız, doğanın tüm renklerini keşfedeceğiz. Hazırsanız, Karadeniz’in en güzel köşelerine birlikte adım atalım! 🌿
Sabah saatlerinde Rize-Artvin Havalimanı’nda buluşuyoruz ve hiç vakit kaybetmeden doğu istikametinde sahil boyunca yola çıkıyoruz. Deniz bir yanımızda, yemyeşil dağlar diğer yanımızda, Karadeniz ruhunu ilk dakikadan hissetmeye başlıyoruz!
İlk durağımız, Borçka’da kısa bir alışveriş ve ihtiyaç molası. Son eksikleri tamamladıktan sonra, yolumuzu Karagöl’e çeviriyoruz. Burası, ormanların içine gizlenmiş doğanın en güzel aynalarından biri. Göl etrafında tam tur atarakdevasa ağaçların suya yansıyan siluetleri arasında büyüleyici bir yürüyüş yapıyoruz. Karagöl’ün huzurlu atmosferini içimize sindirdikten sonra, tekrar aracımıza geçerek Heba Yaylası’na doğru yükselmeye başlıyoruz.
Mevsime göre yol kenarında doğanın sunduğu sürprizler bizi bekliyor: Bolca dağ çileği, böğürtlen, ahududu ve yaban mersini! Yolculuğumuzu bir doğa şölenine çevirerek, önce Atanoğlu Yaylası’na varıyoruz. Burada Karagöl’ü tepeden kuşbakışı görerek fotoğraf çekmek için harika bir mola veriyoruz.
Biraz daha araç yolculuğunun ardından, belirli bir noktada inerek, muhteşem manzaralar eşliğinde yürüyerek Heba Yaylası’na ulaşıyoruz. Burada, konaklayacağımız yayla evine yerleşiyoruz ve sizleri Karadeniz’in doğasıyla baş başa bırakıyoruz. Bir yanda Karagöl, diğer yanda Karçal Dağları… Seyrine doyulmaz bir manzara eşliğinde serbest zamanın keyfini çıkarabilirsiniz.
Ve günün finali: Akşam yemeğimiz, yaylanın doğasına yakışır şekilde bolca yöresel tatlarla donatılmış olacak.Unutamayacağınız bir deneyime hazır olun! 🌿🍽️✨
Amaaa… asıl şov şimdi başlıyor!
Gece olduğunda, dünyanın en büyüleyici gökyüzü manzaralarından birine tanıklık edeceğiz. Heba Yaylası’nda ışık ve gürültü kirliliği yok, sadece siz ve gökyüzü. Elinizi uzatsanız yıldızlara dokunacakmış gibi hissettiren bir atmosferde, Samanyolu’nu en net haliyle görebileceğiniz bu özel gecede belki de hayatınızda ilk kez kayan yıldızları saatlerce izleyeceksiniz.
Kim bilir, belki de sevdiğinizle yan yana, sıcacık bir battaniyenin altında yıldızların altında bir dilek tutarsınız. Belki sadece sessizce bu sonsuz gökyüzünü izleyerek ne kadar küçük ama aynı zamanda ne kadar değerli olduğunuzu hissedersiniz…
Bu gece bir anı değil, bir hikâye olacak. 🌌✨
Bugün aracımıza ihtiyacımız yok, çünkü yolun kendisi bir manzara şöleni! Kahvaltımızın ardından, yayla evimizin arkasından yürüyerek yükselmeye başlıyoruz. Sağımızda tüm ihtişamıyla Karçal Dağları, solumuzda Maçahel havzası gözümüzün önüne serilmiş bir tablo gibi.
Yükseldikçe bütün bölgeyi tepeden seyredecek konuma geliyoruz. Gürcistan dağlarına kadar uzanan geniş bir perspektifte yürüdüğümüz bu rotanın sonunda, Batum’u bile tepeden görme şansı yakalıyoruz! 360 derece manzaraya hâkim bir noktaya ulaştığımızda Maçahel Geçidi tam karşımızda beliriyor.
Ve işte en güzel anlardan biri: Öğle yemeği! Ama bugün ne restorana ne de kapalı bir mekâna ihtiyacımız var. Kumanyalarımızı açıp çimenlere yayılıyor, bir yanda Maçahel, diğer yanda Batum ve Karadeniz sahili uzanırken bu eşsiz doğa manzarasına karşı yemeğimizi yiyoruz. Doğanın ortasında, 5 yıldızlı değil, 5 milyon yıldızlı bir restoran keyfi!
Öğleden sonra, farklı bir patikadan geri dönüş yoluna giriyoruz. Yine şahane manzaralar eşliğinde Heba Yaylası’na doğru ilerleyerek pansiyonumuza varıyoruz. Kısa bir dinlenme molasının ardından, günün en büyüleyici anı için hazırlanıyoruz: Gün batımı!
Heba Yaylası, güneşin batışının en güzel izlendiği yerlerden biri. Bulutlar aşağıdan yukarıya doğru yükselirken, güneş denize batar gibi yavaşça bulutlara gömülüyor ve bulutların dağlarla dansına şahit oluyoruz. İşte, hafızalarınıza kazınacak anlardan biri!
İnanamayanlar sosyal medya hesaplarımızdan bakabilir. Bayılma ihtimaline karşı, evde tek başınıza izlemeyin! 😄
Kahvaltımızın ardından yürüyerek yola çıkıyoruz. Bu sırada aracımız, valizlerimizle birlikte bizi karşılayacağı noktaya doğru hareket ediyor. Heba Yaylası’ndan, çift taraflı muhteşem manzaralar eşliğinde yükselmeye başlıyoruz.
Belli bir noktaya kadar rakım kazandıktan sonra, yamaç boyunca hafif zigzaglar çizerek ilerliyoruz. Bu sırada Artvin’in büyüleyici dağlarını ve yemyeşil yaylalarını izleyerek yürüyüşümüze devam ediyoruz. Atanoğlu Yaylası’na doğru tepeden süzülen bu yürüyüş rotası, doğayla bütünleşmek isteyenler için adeta bir görsel şölen sunuyor. Yaklaşık 1,5-2 saat sürecek bu yürüyüşün sonunda aracımızla buluşuyor ve Borçka’ya doğru inişe geçiyoruz.
Borçka’da kısa bir ihtiyaç molasının ardından rotamızı Artvin’e çeviriyoruz. Biliyor musunuz? Artvin, Türkiye’de şehir merkezinde trafik lambası olmayan iki şehirden biri! Burada, Deriner Seyir Terası’nda kısa bir mola verereketkileyici manzarayı seyrediyoruz.
Ardından Ardanuç yolu üzerinde bulunan Cehennem Deresi Kanyonu’na ulaşıyoruz. Adı her ne kadar ürkütücü gelse de, burası etkileyici kaya oluşumlarıyla doğanın en çarpıcı eserlerinden biri.
Ardanuç’ta lezzetli bir öğle yemeği molası verdikten sonra, Berta Vadisi boyunca ilerliyoruz. Yol üzerinde Soğuksu’daki meyve pazarında kısa bir duraklama yaparak bölgenin taze meyvelerinin tadına bakma fırsatı buluyoruz.
Son durağımız, Sakin Şehir unvanına sahip huzur dolu Şavşat! Buraya vardığımızda, konaklayacağımız bungalovlara yerleşerek dinlenmeye çekiliyoruz.
🌿 Doğanın, lezzetin ve huzurun iç içe geçtiği bu keyifli yolculuk, Şavşat’ın serin akşamında tamamlanıyor.
Kahvaltımızın ardından yürüyerek yola koyuluyoruz. Aracımız da peşimizden bizi takip ediyor, ama bugün yolun bir kısmını köy içinde yürüyerek, doğanın tadını çıkararak geçireceğiz.
Kısa bir yürüyüş sonrası aracımıza yerleşip Meşeli Köyü’ne doğru yol alıyoruz. Burada, saklı bir doğa harikası olan Karagöl’ü ziyaret ediyoruz. Gölün etrafında yürüyerek yeşilin binbir tonuna tanıklık ediyor, dingin doğanın içinde huzurlu bir mola veriyoruz.
Ardından, öğle yemeğimiz için rotamızı Pınarlı Köyü’ne çeviriyoruz. Ancak önce orman içi bir yürüyüş bizi bekliyor! Aracımızdan belirli bir noktada ayrılıyor, ağaçların içinde mis gibi orman kokusu eşliğinde ilerleyerek Balıkgöl’e ulaşıyoruz. Burada manzaranın büyüsüne kapılmamak imkânsız! Bir yandan bu eşsiz doğayı fotoğraflarken, bir yandan da oksijenin en temiz hâlini içimize çekiyoruz.
Keyifli bir öğle yemeğinin ardından, göl kenarında serbest zaman veriyoruz. Sessizliği dinlemek, manzaranın tadını çıkarmak veya göl kenarında yürüyüş yapmak tamamen size kalmış!
Sonrasında rotamızı Cevizli Köyü’ne çeviriyoruz ve burada tarihi Tibet Kilisesi kalıntılarını ziyaret ediyoruz. Bu bölgedeki tarih, doğayla iç içe geçmiş bir açık hava müzesi gibi!
Günümüz henüz bitmedi! Ciritdüzü üzerinden ilerleyerek Şavşat şehir merkezine bağlanıyoruz. Eğer hava durumu elverişli olursa, günü batırmak için Sahara’ya çıkıyoruz. Gün batımı burada gerçekten başka bir şey… Manzara o kadar güzel ki, insan köye geri dönmek istemeyebilir!
Kahvaltımızın ardından eşyalarımızı aracımıza yükleyip başka bir diyara, Gürcüler diyarına doğru yola çıkıyoruz. Maçahel’e ulaşmak için birden fazla yol var; köy yolları, yayla yolları… Biz de hava ve yol durumuna bağlı olarak en güzel ve en uygun olan rotayı seçerek bu eşsiz yolculuğa başlıyoruz.
Şavşat’tan yükselmeye başladıkça, ağaçtan yapılmış şahane köy ve yayla evleriyle süslenmiş bir manzara bize eşlik ediyor. Mısırlı Köyü’nü geçerek Papart ormanlarının içine giriyoruz. Burası, yalnızca doğanın sesinin duyulduğu, şehrin gürültüsünden tamamen uzak bir dünya! Burada doğanın içinde keyifli bir yürüyüş yapıyoruz, ardından dere kenarında kısa bir yüzme molası vererek piknik yapıyoruz.
Sonrasında, hayalleri gerçeğe dönüştüren bir yer olan Maçahel’e doğru yola koyuluyoruz. Burası, UNESCO tarafından 2005 yılında Türkiye’nin ilk ve tek Biyosfer Rezerv Alanı ilan edilen bölgesi! Doğal yapısı, el değmemiş ormanları ve geleneksel yaşamıyla tam anlamıyla bir doğa harikası.
Konaklayacağımız dağ evine yerleşiyoruz ve ardından Karadeniz’in sıcak atmosferinde akşam yemeğimizi yiyoruz.Yemek sonrası, çaylarımızı yudumlayarak rehberimizden Maçahel hakkında detaylı bilgiler dinliyoruz. Günün yorgunluğunu atmak ve ertesi günkü maceralarımıza hazır olmak için serbest zaman sonrası dinlenmeye çekiliyoruz.
Peki, Maçahel neden bu kadar özel?
UNESCO, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü, 1946 yılında kurulmuş ve dünya üzerindeki doğal ve kültürel mirasları koruma altına almayı amaçlamaktadır. Maçahel ise, 29 Haziran 2005’te UNESCO tarafından Türkiye’de Biyosfer Rezerv Alanı ilan edilen ilk ve tek yerdir.
Biyosfer Rezerv Alanı ne demek?
Bu unvan, biyolojik çeşitliliğin çok yüksek olduğu, endemik türlerin doğal yaşam alanı olan ekosistemlere verilen bir statüdür. Yani Maçahel, sadece güzel bir doğa parçası değil, aynı zamanda dünyanın en değerli ekosistemlerinden biri!
Kahvaltımızın ardından aracımıza binerek önce Camili köy merkezine iniyoruz. Burası, Gürcistan sınırına en yakın noktalardan biri ve sınırı neredeyse elinizle tutacak kadar yakından görebileceğiniz bir yer!
Daha sonra Maral Köyü’ne doğru yol alıyoruz. Belirli bir noktaya kadar aracımızla ilerledikten sonra, yaklaşık 20 dakikalık kısa ama keyifli bir yürüyüşle Maral Şelalesi’ne ulaşıyoruz. 63 metre yükseklikten tek bir kırılmayla dökülen bu etkileyici şelaleye ulaşmak için orman içindeki kısa ama hafif dik bir patikadan aşağı iniyoruz. Ne çok zor ne de tamamen kolay, ama doğanın içinde bu küçük macera kesinlikle buna değer!
Şelaleye vardığımızda, büyüleyici manzarayı izleyip serin suların sesi eşliğinde bir nefes alıyoruz. Eğer şanslıysak, şelale manzarasına karşı bir çardakta çay ya da kahve yudumlama keyfi yaşayabiliriz.
Şelale ziyaretimizin ardından Maral Köyü’ne geri dönüyoruz ve yolumuzun üzerinde eşi benzeri zor bulunan tarihi bir camiyi ziyaret ediyoruz. Geleneksel mimarinin izlerini taşıyan bu ahşap cami, içindeki rengarenk desenlerle adeta bir sanat eseri gibi.
Ardından İremit Mahallesi’ne doğru devam ediyoruz. Burada, eşsiz bir manzaraya nazır bir köy evinde, yöresel ev yemeklerinin tadına bakıyoruz. Karadeniz’in doğal lezzetleriyle içimizi ısıttıktan sonra, öğle yemeğimizin ardından pansiyonumuza geri dönüyoruz.
Günün yorgunluğunu atmak için akşam yemeğimizi pansiyonumuzda yiyor ve Karadeniz’de geçen bir başka güzel günü tamamlıyoruz. [/tg_program]
Ve Ayrılık Vakti…
Güzel anılar biriktirdiğimiz bu yolculuğumuzun sonuna geldik. Kahvaltımızın ardından valizlerimizi araçlara yerleştirip dönüş yoluna çıkıyoruz. Eğer zamanımız elverirse, vadiyi biraz daha keşfedip köylerin içinde kısa bir gezinti yapabiliriz.
Uçak saatimize bağlı olarak, Cankurtaran Tüneli’nden geçerek sahile iniyoruz ve ÇAYELİ’nde leziz bir öğle yemeği molası veriyoruz. Eee sütlaç yemeden olmaz. Karadeniz’in son tatlarını damağımızda hissedip, sohbetin en koyusunu burada yapıyoruz.
Yemek sonrası sizleri Rize-Artvin Havalimanı’na bırakıyoruz. “Hayde uğurlar ola!” diyoruz ama bu bir veda değil, sadece kısa bir mola… Seneye yine yaylalarda, bulutların üstünde, yeni maceralarda görüşmek dileğiyle! 🌿🚀
🌍 Bu turumuza dünyanın her yerinden katılım sağlanabildiği için, her dönemde farklı fiyat uygulamaları yapılabilmektedir. Bu nedenle, hava ve karayolu ile ulaşım tur ücretine dahil değildir.
✈️ Uçak biletleri dinamik fiyatlandırmaya tabi olduğundan, fiyatlar anlık olarak değişebilir. Özellikle yoğun sezonda yer bulmak zorlaşabilir ya da fiyatlar artabilir. Bu yüzden, rezervasyonunuzu ne kadar erken yaparsanız, o kadar avantajlı olursunuz.
🏡 Konaklama yerlerinin müsaitlik durumuna göre, tur rotamız gerektiğinde ters yönde de düzenlenebilir. Ayrıca, belirtilen konaklama tesisleri, sezon yoğunluğuna bağlı olarak kalite standardını koruyacak şekilde ve program içeriği eksiksiz kalacak şekilde alternatif konaklama yerleriyle değiştirilebilir.
📌 Rehber, tur programında hava koşulları, yol durumu veya bölgesel şartlara bağlı olarak değişiklik yapma hakkına sahiptir. Amacımız, sizlere en keyifli ve sorunsuz deneyimi sunmak!
📌 Tur kaydınızın tamamlanabilmesi için aşağıdaki bilgileri paylaşmanız gerekmektedir:
✅ Kimlikte yazıldığı şekliyle tam ad ve soyadınız.
✅ TÜRSAB Zorunlu Seyahat Sigortası ve tur dosyası için
• TC kimlik numaranız (veya pasaport numaranız)
• Doğum tarihiniz
✅ İletişim bilgileri: GSM numaranız ve e-posta adresiniz.
💰 Ödeme Bilgileri
• Rezervasyonun kesinleşmesi için tur bedelinin %40’ı kapora olarak alınır.
• Kalan ödeme, tur başlangıcından en geç 1 ay önce tamamlanmalıdır.
📞 Sorularınız için bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz!
🎒 Yanınıza Almanız Gerekenler
🔴 Lütfen hafif ve pratik eşyalar getirin! Büyük valizlerle aracımızda yer sorunu yaşayabiliyoruz. Küçük bir sırt çantası ve minimum eşya ile çok daha rahat hareket edebilirsiniz.
🥾 Trekking tarzı bilekli bot (Gore-Tex veya waterproof olması önerilir) ayaklarınızı hem destekler hem de su geçirmezliği ile sizi korur.
🎒 En az 30 litrelik bir sırt çantası (Yağmurluklu modeller tercih sebebi!)
🌧️ Yağmurdan korunmak için yağmurluk veya panço (Gore-Tex montlar daha iyi olur.)
👖 Sentetik kumaşlı pantolonlar (Kot pantolon kesinlikle önermiyoruz! Islanınca kuruması uzun sürer ve sizi üşütür.)
🧥 Soğuk havalara karşı sıcak tutacak bir sweat-shirt, kazak veya polar mont.
👕 Bolca t-shirt (Her gün için en az 2 tane – terledikten sonra değiştirmek için.)
🧦 Bolca çorap (Ayaklarınızın kuru kalması önemli!)
🧣 Bir bere ve eldiven mutlaka çantanızda olsun! Yüksek rakımlarda hava bir anda soğuyabiliyor.
🦵 Çok gerekli değil ama tozluk alırsanız yürüyüşlerde işinize yarayabilir.
💊 Düzenli kullandığınız ilaçlarınızı ve vitaminlerinizi yanınıza almayı unutmayın!
🚑 Rehberinizde her zaman bir ilk yardım çantası bulunuyor. Ancak, küçük bir kişisel ilk yardım çantası hazırlamanızı öneririz.
🩹 Bandaj, yara bandı ve temel ilaçlar size yol boyunca yardımcı olabilir.
✔️ Doğru ekipmanla gelin, doğanın tadını en iyi şekilde çıkaralım! 🌿🏔️😊
Endemik, bulunduğu bölgenin ekolojik şartlarından dolayı sadece belirli bir bölgede yetişen veya yaşayan, dünyanın başka hiçbir yerinde yaşama veya yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü bitki (canlı) türüdür.
E-Bülten listemize kaydolmak için E-posta adresinizi girebilirsiniz.